İSTİKRAR

İSTİKRAR

Bu yazıda istikrar ve istikrarın öneminden bahsedeceğiz. İstikrar fazla konuşulmayan, önemsenmeyen bir konu ama bence uzun vadeli başarı için oldukça önemli.

Hafta içi her şey güzel ama hafta sonu düzenim bozuluyor mu diyorsunuz?

Hafta içi spor yapıyorum ama hafta sonu koltuktan kalkmıyorum mu diyorsunuz?

İş yemeği, özel gün, yeme içmeli etkinlikler, hafta sonu vb durumlarda işin ucu kaçıyor mu diyorsunuz?

İstikrardan kastımız, tam da bu durumların zıttı 🙂

_

Açık konuşmak gerekirse %100 istikrar gerçekçi bir hedef olmasa da bu konuda kendimizi geliştirmek, sürdürülebilirliği baya arttırabilir.

İstikrar anlamında danışanlarımla bu zamana kadarki tecrübemden gözlemlediğim noktalardan biraz bahsetmek istedim;

 

  • HAFTA SONLARI:

 

Hafta içi gibi günümüzü düzene sokan iş/okul gibi bir şeyin olmaması ve gün düzeninin değişmesiyle, daha çok boş vaktin olmasından dolayı, yeme düzenimiz ve öğün sayımız da değişiyor. Dışarıda daha yoğun kalorili yiyecekler yenebiliyor, sıkıntıdan ya da boşluktan bir şeyler yenebiliyor.

Tabii ki hayata bir kere geliyoruz, hayatınızdan zevk aldığınız tüm elementleri çıkarmaktan yana değilim ama biraz daha bilinçli tercih yapmakta yarar var.

Hafta içi her şey çok güzel olabilir, fakat hafta sonu 2 günde yemek, içmek ve hareket düzenindeki değişiklikle 5 günlük emeği 2 günde sıfırlayabilir hatta bir hafta öncesine kıyala geri adım atmış olmak bile mümkün.

“Bu nedenle hafta içi dikkat ediyorum, hafta sonu hak ettim” tarzında bir düşünce yapısına sahip olmamak önemli.

Hafta içi verdiğiniz emekler hafta sonu daha çok yemek, yatmak istemenize neden oluyorsa, hafta içi kendinizi bu kadar sıkmamak daha mantıklı gibi görünüyor.

_

 

  • SOSYAL AKTİVİTELER:

 

-Kahve içmeye çıktınız,

-Misafirliğe gittiniz,

-Dışarıda yemeğe çıktınız.

Bu gibi durumlarda ne yiyeceğinizi bilmediğiniz, kontrolün sizin elinizde olmadığı ortamlara çok aç gitmemek mantıklı bir strateji, çünkü karşımıza tam olarak ne geleceğini bilmiyoruz ve bir de bu ortama çok aç karnına girersek kontrolü tamamen kaybetmek oldukça olası.

Örneğin; 8 gibi arkadaşlarınızla akşam yemeği yemeye buluşacaksanız ve 6 gibi acıkmışsanız, eğer 8’e kadar bekleyeyim nasıl olsa yemek yiyeceğim derseniz o ortama girdiğinizde çok aç olacaksınız, ve kötünün iyisinden ziyade, en lezzetli en albenili yiyeceklere aklınız kayacak. Bunu yapan şey beynimiz, insan beyni çok aç olunduğu durumlarda bizi en yoğun kalorili yiyeceğe yönlendirir ve bunun nedeni açlıktır. Bu durumda o ortama bu kadar aç girmemek en mantıklısı aslında.

 

Kötünün iyisini seçmek dedik, peki bu ne demek;

Diyelim ki akşam rakı balığa gidiyorsunuz, ve önünüzde çok çeşit patlıcanlı meze var, patlıcanlı meze diyip geçmemek lazım;

-Köz patlıcanlı meze,

-Kızartılmış patlıcanlı meze,

-Yoğurtlu köz patlıcanlı meze,

-Soslu kızartılmış patlıcanlı meze vs diye liste uzuyor.

Köz patlıcanlı mezeyle kızartılmış soslu patlıcanlı meze arasında kalori içeriği olarak baya bir fark var.

 

Bu gibi durumlarda;

Hangisi benim için daha iyi olur diye sorarak ilerlemek ve

-Pişirme yöntemi olarak, köz, ızgara, fırında vb tercihlerin; kızartma, ya da yağlı marine edilmiş seçeneklerden kalorik olarak ve sağlık açısından biraz daha iyi olduğunu kendimize hatırlatmakta yarar var.

 

Eğer canınız yoğun kalorili bir şey yemek istediyse, mesela ara sıcak börek;

-Tadına bakmak için börek yemekle karnınızı doyurmak için börek yemek arasında da bir fark olduğunu kendimize hatırlatmak mantıklı.

Eğer kilo verme hedefimiz varsa, karnımızı börekle doyurmak çok da iyi bir fikir değil.

Bilinçli tercih yapmaya çalışalım ve hangisi benim için daha iyi bir tercih olacak diye sorarak ilerleyelim.

Bu gibi bir durumda yoğun kalorili, kızartma meze, börek vb seçenekleri karın doyurmaktan ziyade tadına bakmak için tüketilecek seçenekler gibi düşünüp, karnımızı köz patlıcanlı meze türü şeyler, salata seçenekleri ve ana yemekle doyurmaya odaklanabiliriz.

 

Mesela bir diğer örnek, pizza yemek için bir arkadaşınızla ya da erkek arkadaşınızla/eşinizle İtalyan restoranına gittiniz diyelim. İki kişi iki tane pizza yemek yerine, 1 pizzayı bölüşerek, yanına protein ve sebze içeriğini arttıracak bir şeyler ekleyebilirsiniz. Mesela mozarellalı/burratalı domatesli bir Caprese salata olabilir, ya da sebzeli ara sıcak / salata türü bir şey söyleyebilirsiniz.

Bu şekilde hem pizzayı yemiş oluyoruz, hem de daha doyurucu, besleyici ve sürdürülebilir hale getirmiş oluyoruz. Bu şekilde pizzayı hedefimiz doğrultusunda biraz daha iyileştirmiş oluyoruz.

Tabii ki her gün pizza yersek iyileştirsek de bu kilo vermemiz için yeterli olmayabilir ama haftada 1-2 kere bu şekilde pizza ya da yemek istediğiniz başka bir şeyi daha sürdürülebilir bir şekilde beslenmemize dahil edebiliriz.

_

 

  • TATİLLER:

 

Tatiller, rutin olarak dikkat edilen beslenme/hareket vs hiçbir şeyin umursanmadığı dönemler olabiliyor.

Fakat şunu kendinize hatırlatmanız lazım ki, aslında normal hayat düzeninizde siz kendiniz için bir değişiklik hedefliyorsunuz ve bu hedef doğrultusunda bir şeylere dikkat etmezseniz istediğiniz yöne ilerlesenizde tatil gibi ipin ucunun tamamen bırakıldığı dönemle size ve emeklerinize ciddi zararlar veriyor.

Gerçekten bunu yapmak istiyor musunuz? 🙂

 

Tatile gittiğinizde illa spor yapın spor salonuna gidin demiyoruz, yanlış anlaşılmasın 🙂 Plaj kenarında biraz yürümek, şehri yürüyerek dolaşmak, kış tatilinde yine hareketi yüksek tutmaya özen göstermek tatillerde hareketi sıfırlamamak için aslında iyi stratejiler.

Beslenme kısmı içinse;

Tatillerle alakalı önemli olan bir diğer noktaysa yediklerimiz ve içtiklerimize karşı “bir daha nereden bulacağım” demeden, sakin sakin tadını çıkararak mantıklı ve farkındalıkla ilerlemek.

-Kötünün iyisini seçmeye çalışmak

-Bu öğünü nasıl biraz daha iyi bir hale getirebilirim? diye sormak

-Miktarları çok abartmamak

tatilleri de korkmadan, gerilmeden geçireceğiniz süreçler yapacaktır.

_

 

  • ALKOL:

 

Keyif için tüketildiği sürece sorun yok fakat maalesef tam anlamıyla boş kalori olduğu gerçeğinden haberdar olmamızda bence yarar var. Yediğimiz içtiğimiz her kalorinin illa doyurucu ya da besleyici olması gerekmiyor fakat alkol hızlı ve doyurucu olmayan kaloriler içeriyor ve en azından tüketirken bunun bilincinde olmakta yarar var.

Tekrarlayayım, tüketmeyin ya da tüketilmemeli demiyorum ama özellikle kilo vermeyi hedefliyorsanız alkol tüketimini azaltmak iyi bir fikir olacaktır.

Eğer kişi iş arkadaşlarıyla haftada 4 kere 3-4 bira içiyorsa, bundan sonra haftada 1 kere 1 kadehe indirelim desek; bu o kişi için gerçekçi ya da sürdürülebilir olmayacak.

Bunu haftada 3 gün, 2-3 birada tutmaya çalışmak ise çok daha gerçekçi olacaktır fakat çoğunlukla insanlar alkole biraz siyah beyaz yaklaşarak, içiyorum ya da içmiyorum diyebiliyorlar. Bu da attığımız adımları sürdürülebilirlikten uzaklaştırıyor, bu nedenle bu hataya düşmemek önemli.

Alkol alımını azaltmak için adım adım ilerlemek, istikrarlı ve sürdürülebilir ilerlemenin garantisi olacak.

No Comments

Post A Comment